
- admin
- 0
Derin ven trombozu nedir?
Derin ven trombozu (DVT) bacaktaki derin toplar damarlar içinde pıhtı (trombüs) oluşması anlamına gelmektedir. Pıhtı, dışarıdan görülmeyen ancak doppler usg ile görüntülenen derindeki toplardamarların içindedir.. Oluşan Pıhtı, toplar damardaki kan akımını tam yada kısmen engelleyerek bacakta toplardamar kanının geriye doğru birikmesine yol açar ve böylece bacağın şişmesine ve renginin koyulaşmasına neden olur.
Derin ven trombozu en sık görülen venöz tromboz türüdür. Her 1000 kişide 1-2 kişide derin ven trombozu görülür. Venöz tromboz venöz sistemin herhangi bir yerinde oluşabilir.
Belirtileri:
DVT li hastaların yaklaşık yarısında hiçbir ciddi belirti olmayabilir. Ancak en yaygın şikayet bacakta ağrı, hassasiyet, şişlik ve bacağın renginin özellikle ayakta iken mor ya da mavimsi olmasıdır.
Hastaların fizik muayenelerinde genişlemiş yüzeyel venler, tek taraflı bacakta ödem ve şişlik, tek taraflı ısı artışı, kızarıklık, dokunmakla hassasiyet tespit edilir.
Derin ven trombozu bacak şişliğinin değerlendirilmesinde her iki tarafında baldır çapı ölçülür. Çap farkı olması durumu derin ven trombozu tanısı nı kuvvetlendirir.
Bazen Pıhtı bulunduğu toplardamardan koparak akciğere ulaşması durumunda nefes darlığı, göğüs ağrısı, öksürük ve kanlı balgam çıkarma şikayeti ile gelebilir. DVT li hastaların yarısında daha tanı anında akciğer embolisi hiç ciddi bir klinik belirti vermeden bulunabilir. Ancak bazen akciğer şikayetleri en önde gelen şikayet olup, hastalar şiddetli solunum yetmezliği gelişebilir ve bu neden ile hayatlarını kaybedebilirler,.
Derin ven trombozu risk faktörleri?
Derin ven trombozuna yol açabilecek birden fazla neden vardır. DVT tespit edilen bir hastada bilinen bir hastalık, ameliyat öyküsü ya da uzun süreli hareketsiz kalma durumu yoksa genetik bir neden varlığı düşünülmelidir.
Ailede akciğer embolisi ya da derin ven trombozu geçiren birilerinin olması genetik hastalık ihtimalini kuvvetlendirir. Bu hastalarda kalıtsal trombofili açısından test yapılması önerilir. Trombofili kanın normalden daha kolay anormal pıhtı oluşturmasıdır.
DVT oluşması riskini arttıran durumlar:
- Kanser (kemoterapi ya da radyoterapi alan kanser hastaları ve tedavi almayan ileri evre kanser hastaları)
- Uzun süreli hareketsiz kalınması (hastanede yatış, travma sonrası iyileşme dönemi, yatak istirahati, feçl durumlarına bağlı …)
- Daha önce derin ven trombozu ya da akciğer embolisi geçirmiş olmak
- 65 yaş üzeri olmak
- Obezite
- Gebelik; Derin ven trombozu gebeliksırasında normale göre daha fazla görülür.
- Doğum kontrol hapları, hormon tedavisi, tamoksifen, talidomit, eritropoetin kullanımı
- Sigara içiyor olmak
- Kalp yetmezliği
- Nefrotik sendrom gibi böbrek hastalıkları
- Kalıtsal trombofili (faktör 5 Leiden, protrombin G20210A mutasyonu, protein c eksikliği, protein s eksikliği, antitrombin eksikliği )
Genç yaşta DVT, Sık sık tekrarlayan DVT, Ailede DVT öyküsü olması, Anormal (pıhtının sık görülmeyeceği) damarlarda DVT, Gebelikte DVT Tekrarlayan düşük gibi gebelik sorunlarıdır.
- Kazanılmış trombofili
- Santral venöz katater varlığı
- Cerrahi operasyon, özellikle ortopedik
- Travma
- Ciddi karaciğer hastalığı
Derin ven trombozu tanı ve tetkikleri?
Risk faktörleri bulunan bir hastada yukarıdaki şikayetlerin ortaya çıkması DVT yi akla getirmelidir. Özellikle aktif kanser bulunan bir hastada yada uzun süre hareketsiz kalmayı gerektiren bir durum (hastanede yatmak, uzun yolculuklar) veya yeni geçirilmiş cerrahi girişim olduğunda bacakta ani oluşan şişlik, derin damarların üzerine basmakla oluşan ağrı ve yüzeyel damarların belirginleşmesi söz konusu ise DVT mutlaka araştırılmalıdır.
Ultrasonografi: DVT tanısı için ilk yapılacak görüntüleme ultrasondur. Radyasyon içermemesi, kontrast gerektirmemesi, duyarlılığın yüksek olması, nispeten kolay kullanım ve hastanın kolay bir şekilde ulaşımının olması ultrasonun ilk tercih olma nedenleridir. Bunun dışında aşağıdaki bazı görüntüleme teknikleri de kullanılabilir; venografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve sintigrafidir.
Tanıda en güvenilir test olarak halen venografi kabul edilmektedir. Venografi için toplardamara bir kateter yerleştirilmesi gerekli olduğundan, ağrılı bir işlemdir. Diğer yöntemlerdeki gelişmeler nedeni ile venografi günümüzde çok daha az sıklıkla yapılmaktadır.
Laboratuar testi olarak kullanılan yöntem ise D-dimer ölçümüdür. Eğer D-dimer normal ise büyük bir olasılıkla DVT olmadığına işaret eder. Ancak D-dimerin kanda yükselmesi her zaman DVT ye işaret etmez.
Derin ven trombozu tedavi nasıl yapılır?
Derin ven trombozu tedavisi ile hedeflenen, akciğer embolisini önlemektir. Bunun yanı sıra mevcut trombüsün büyümesini engellemek, yeni trombüs oluşumunu engellemek ve uzun dönemde gelişecek olası problemlerin önüne geçmek de tedavi hedefleri arasında yer alır.
DVT unda pıhtı zaman içinde erise bile –ki çoğu zaman tam olarak erimez- damarın içinde kan akımını bozacak fiziksel engel oluşturabilir, darlıklar oluşmasına ve kapakların bozulmasına yol açabilir. Bu durumda pıhtı oluştuktan yıllar sonra giderek artan bir şekilde bacaklardan kalbe doğru dönmesi gereken toplardamar kanının akışı engellenip, damarlar içinde kan göllenmeye ve damar içindeki basınç artmaya başlar.
Bu durumda toplardamarlardaki yüksek kan basıncının dokulara zarar vermesi (venöz iskemi) sonucunda bacakta şişme, ağrı, renk değişikliği ve ilerleyen dönemde de bilekte yaralarla (venöz ülser) karakterize toplardamar (venöz) yetmezliği gelişir.
Bu gibi potansiyel kötü sonuçları olması nedeniyle DVT nin aktif olarak tedavisinin yapılması, sürekli takibinin yapılması çok gereklidir, gelişebilecek komplikasyonların zamanında görülerek önlemler alınması hasta ya olumlu olarak dönüş yapacaktır.
Tedavide antikoagülan tedavi, trombolitik tedavi ve büyük venlere filtre yerleştirilmesi seçenekleri; Bunların dışında cerrahi olarak da tedavi yaklaşımları vardır;
1- Antikoagülasyon: Kan sulandırcı, kan inceltici tedavi olarak bilinen antikoagülanlar derin ven trombozu tedavisinde sık kullanılırlar. Trombüsün erimesini değil, trombüs büyümesini, yeni trombüs oluşumunu engellerler.
- Direkt oral antikoagülanlar (apiksaban, dabigatran, edoksaban, rivaroksaban)
- Düşük molekül ağırlıklı heparin (enoksaparin, tinzaparin, dalteparin ) (LMWH)
- Fondaparinuks
- Anfraksiyone heparin (böbrek yetmezliği hastalarında tercih edilir)
5-10 günlük iğne olarak uygulanan LMWH, anfraksiyone heparin ya da fondaparinuks tedavisi sonrası uzun dönemde 3-12 ay süresinde tablet formundaki direkt oral antikoagülanlar kullanılır. Apiksaban ve rivaroksaban ile tedavi seçeneğinde başlangıçta iğne olarak uygulanan kan sulandırıcıların kullanılması gerekmez.
Warfarin tedavide kullanılabilen diğer bir kan sulandırıcıdır. Ancak başlandıktan süre belli aralıklarla kan sulandıcı etkisini görmek için kan tetkiki yapılması gereklidir.
2- Trombolitik tedavi (DVT ve akciğer embolisine bağlı ciddi problemlerin geliştiği hastalarda tercih edilir)
3- İnferior Vena kava inferior filtresi: Vena kava filtresi trombüslerin kan dolaşımında yer değiştirmesine engel olur. Filtre vücudun alt yarısındaki kanı toplayıp kalbe götüren inferior vena kava (IFC) adlı büyük vene yerleştirilir. Bacağa yapılan küçük bir kesi ile filtre IFC ye yerleştirilir.
4- Endovasküler cerrahi: Derin ven trombozu cerrahi tedavisi; DVT nin yol açtığı belirtilerin süresi ve şiddetini azaltmak için, akciğer embolisi görülme riskini azaltmak, derin ven trombozu tekrarlama riskini azaltmak ve posttrombotik sendrom gelişmesini önlemek için yapılır.
- Mekanik trombektomi
- Anjioplasti
- Venöz tıkanıklığa stent uygulanması
Sık Sorulan Sorular
Derin ven trombozu bitkisel tedavisi?
Bilimsel kanıtlanmış geçerli bir bitkisel tedavi yoktur.
Derin ven trombozu tedavisi ne kadar sürer?
Kan sulandırıcı tedavinin DVT olan bir hastada en az 3 ay verilmesi önerilir. Eğer DVT nedeni uzun süreli hareketsiz kalma, cerrahi, travma gibi geçici bir risk artışına bağlı olarak gelişmişse 3 aylık tedavi yeterlidir. Fakat DVT gelişiminde bilinen bir risk faktörü yoksa hastaların uzun süreli, gerekirse ömür boyu kan sulandırıcı tedavi alması gerekebilir.
Özellikle ikiden fazla geçirilmiş DVT varlığında, trombüs gelişimi açısından kalıcı risk faktörü varlığında ömür boyu tedavi verilmesi önerilir.
Trombüs nedir?
Kalp, atardamar (arter) ya da toplardamar (ven) içerisinde kan hücrelerinin birbirine ve damar kenarına yapışarak pıhtı oluşturmasına trombüs denir.
Venöz tromboz nedir?
Venöz tromboz, toplardamar yani venlerde kan pıhtısı (trombüs) oluşması durumudur. Bu oluşan pıhtı venlerdeki kan akımını kısıtlayarak, etkilenen bölgede şişlik ve ağrı oluşmasına yol açar.
Derin ven trombozu komplikasyonları nelerdir?
- Akciğer embolisi, DVT belirtileri olan hastaların nerdeyse%40’ında belirti göstermeyen akciğer embolisi olabilir.
- Paradoks emboli, kalpte delik olan hastalarda emboli venöz sistemden arteryel sisteme geçiş yapabilir.
- Tekrarlayan derin ven trombozu, tedavi edilmeyen hastaların yarısında 3 ay içinde tekrar venöz tromboemboli gelişebilir. Venöz tromboemboliye yol açan sebebin olmadığı durumlarda kan sulandırıcı tedavinin kesilmesi durumunda yıllık tromboz riski %5-15’tir.
- Posttrombotik sendrom (PTS), DVT oluşmasında aylar yıllar sonra gelişir. Tekrarlayan DVT durumunda görülme riski artar. Bacakta hafif kızarıklık, hafif sınırlı şişlikten tüm bacağın şiştiği ve ülserlerin görüldüğü klinik tabloya yol açabilir. Uzun süreli ayakta kalma ile şikayetler artarken, ayağı yüksekte tutmayla azalır.
Derin ven trombozu ağrı yapar mı?
Derin ven trombozunda %50 hastada bacak ağrısı olur. Bacakta hassasiyet hastaların %75’inde görülmekle birlikte, kesin DVT tanısı koyulamayan hastaların %50’sinde de görülebilir. Ağrı ve hassasiyet sıklıkla baldırda ve uyluk iç yüzünde olur.
Derin ven trombozu geçer mi?
Derin ven trombozu kan sulandırıcı tedaviyle düzelir. Ama önemli olan tekrarlamaması ve ilerleyip akciğer embolisi gibi ciddi sorunlara yol açmamasıdır. Bu nedenle bu hastaların işin uzmanları tarafından yakın takip ve tedavi altında olmaları gerekmektedir;
Derin ven trombozu kronik mi?
Derin ven trombozunda damar içerisinde pıhtı oluştuktan sonra bir aydan fazla süre geçmişse artık geç evre ya da kronik DVT olarak adlandırılır.
Derin ven trombozu egzersizleri?
DVT ile ilgili özel bir egzersiz programı yoktur. Fakat bacak kaslarını çalıştırmak, yürüyüş yapmak ve yüzme güvenle yapılabilecek egzersizlerdir.
Derin ven trombozu hangi doktor bakar?
Derin ven trombozu tanı, tedavisi ve takibi kalp damar cerrahisi uzmanları tarafından yapılmaktadır. Eğer Derin ven trombozu akciğer embolisi birlikteliği varsa göğüs hastalıkları uzmanları hastanın takibini yapmaktadır.